Kıbrıs: ABD ve müttefiklerin gizli devletinin bir parçası

Şubat ayı başlarında, Dışişleri Bakanı Lillikas ile Rolandis arasında petrol kavgası patlak verdi. Lillikas'ın, Bush ailesi ile Kleridis hükümeti, döneminde (1eski Ticaret Bakanı olan Nikos Rolandis arasında doğal gazın kullanımı ile ilgili bir memorandum imzalandığını ifşa eden açıklamaları bu kavgaya neden olmuştur. Söylediğine göre Lillikas, Ticaret Bakanlığındaki görevini devralır devralmaz, Bush ailesine büyük haklar veren bu memorandumu iptal etmişti. Lillikas yaptığı açıklamada, "Kıbrıs'ın çıkarlarını koruyabilmek için elinden geldiğini yaptığını" üzerine basa basa söyledi. Bu, orta halli vatandaşa, şimdi "rahat uyuyabileceğine" ilişkin bit güvence veriyordu.

Ancak Lillikas-Rolandis kavgasının patlak verdiği günlerde "Diplomatia" dergisi (web sayfamda olağanüstü sayısıyla), bir sonraki gün (5/2/07) 26 İsrail savaş uçağının Atina ve Lefkoşa FIR hattına girdiğini ve Ege Denizindeki Karpathos adası açıklarına kadar ulaştığını ifşa ediyordu. Beş uçan tankere (özel Boeng 707 yapımı) 1 "elektronik savaş" uçağı eşlik ediyordu. Her bir uçan tankere ise, İsrail Hava Kuvvetlerinden 4 adet F-15 ve F-16 uçakları eşlik ediyordu. Bu uçaklardan sadece 6'sı önceden uçuş rotalarını bildirmiştir.

Karamanlis hükümeti tarafından İsrail hükümetine hiçbir nota gönderilmedi. Ne "geri püskürtmeler" oldu, ne de her zaman yaşanan "sözde it dalaşları".

Ancak Kıbrıs Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları taraflıdan da herhangi bir açıklama yapılmadı. "Egemenlik haklarımızın açık ihlali" ile ilgili olarak Papadopulos hükümeti tarafından hiçbir nota gönderilmedi. Elbette "anti-emperyalist" Lillikas tarafından da hiçbir suçlama yapılmadı. Kanallar bu olayı önemli görmediler. Aksine RİK, gece haberlerinde (5/2/07) Yunan hava sahasın Türk savaş uçakların tarafında Amurgu'nun güney doğusundaki kayalıklar üzerinde ihlal edildiğini ve bu uçakların Yunan savaş uçakları tarafından geri püskürtüldüklerini bildirdi!

Bu tutumla ilgili izahat şudur: Söz konusu uçaklar Türk uçağı değil, İsrail Hava Kuvvetlerine ait uçaklardı.

Yunanlı kurmaylara ve yabancı savunma analizcilerine göre Atine ve Lefkoşa FIR hattında yapılan bu uçuşlar, İran'a yapılacak hava saldırılarının bir provası olarak, İsrail bombardıman ve savaş uçaklarının havada yakıt ikmali yapmaları ile ilgili tatbikatın bir parçasını oluşturuyordu ("Ta Nea" gazetesi, 8/2/07).

RESPECT partisinden İngiliz milletvekili ve Blair'in sert eleştirmeni George Galloway, Socialist Worker gazetesinde yayımlanan makalesinde (22/12/07), İsrail havacılığınım bu tür "yakıt ikmal" tatbikatlarını her hafta gerçekleştirdiklerini, uçakların Girvaldar'a kadar uçup geri döndüklerini yazıyor. Bunun sebebi Tel Aviv'den Girvaldar'a ve tekrar Tel Aviv'e kadar olan mesafenin, Tel Aviv'den İran'a ve tekrar Tel Aviv'e kadar olan mesafeyle tam olarak ayni olmasıdır.

İngiliz Guardian gazetesi 26 Ocak tarihinde, İsrail liderliğinde hakim olan "havayı" söyle yazıyordu: "İsrail İran'ı ekonomik açıdan tecrit etmek ve dünya kamuoyunu İran'ın zenginleştirilmiş uranyum programını yararsız hale getirecek veya geciktirecek askeri bir operasyon tercihine hazırlamak amacıyla bir kampanya başlatıyor".

İsrail'in (ve ABD'nin) zaman zaman İran'a ve nükleer programına karşı savurduğu açık tehditlerle birlikte böyle bir senaryo fikri bile şoka ve korkuya neden olmaktadır! İsrail'in Cruise füzeleriyle ve "cerrahi" yaralarla İran'ın büyük şehir merkezlerinin yakınında bulunan radyo enerji tesislerine yapacağı bir saldırı, sadece tüm bölge için felaket getirici sonuçlar doğurmayacak, aynı zamanda tüm Müslüman dünyasında cehennem kapılarını da açmış olacaktır.

Ortadoğu bölgesi için tahmin edilemez sonuçlarıyla birlikte bu yeni planlar ve hazırlıklar, Papadopulos için tepki verilmesi gereken ciddi bir neden değildir. Tam tersine hükümet, yeni dünya düzeninin satranç, tahtasında kalabilmek için bunlara hizmet etmektedir.

Bu nedenle de Lillikas ile Rolandis arasındaki kavga, söz konusu şahıslarla ilgili değildir. Rolandis, Kleridis hükümetinde bakandı. ABD ile İngiltere'nin politikasını açıktan destekleyen bir hükümette... Lillikas ise Tassos hükümetinde bakandır. Bu hükümet, selefinin bıraktığı yerden aynı politikayı devam ettirmektedir.

Karamanlis ve Papadopulos hükümetleri, ABD'nin ve müttefiklerinin suçlu planlarına ve savaş hazırlıklarına yardım eli uzatıyorlar. Bu, İsrail uçaklarının tatbikatlarının "kolaylaştırıldığını" göstermektedir. Papadopulos Hükümeti de, Bush'un "teröre" karşı mücadeleyle ilgili 13 adet "Uluslararası Sözleşme ve Anlaşmaları" imzalayarak ve ABD'ye kolaylıklar sunarak, Bush'un "sürekli savaş" cephesine katılmıştır. Bunu, CIA'nin 1.245 gizli uçuşuyla yaşanan skandalı da göstermektedir. Avrupa Parlamentosunun raporuna göre Kıbrıs, havaalanları "terör şüphelilerinin" yasadışı bir şekilde nakledilmesi için CIA tarafından kullanılmasına hoşgörülü davranan Avrupa ülkeleri arasındadır. Skandal bir yıl önce patlak verdiği zaman hükümet, Lillikas aracılıyla yaptığı açıklamada, Kıbrıs havaalanlarının CIA'nin yasadışı uçuşlarında kullanıldığına ilişkin suçlamaları "asılsız iddia olarak" reddetmiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti, ABD'nin yerleştirmiş olduğu bu uluslararası gizli devletin bir parçasıdır. "Değişim" hükümetinin imzaladığı "uluslararası" sözleşmeler doğrultusunda Amerikan uçak gemileri, Somali'ye gitmek ve orada bombardımanlarını koordine etmek için (USS Eisenhower) Limasol limanına sistemli bir şekilde demirliyorlar. Ayrıca İngiliz Üsleri de, Irak'a gönderilen askerlerinin eğitimi için Amerikalılar tarafından kullanılıyor.

Bütün bunlardan dolay bizim de, 17 Mart tarihinde yollara dökülmeyi planlayan tüm dünyadan milyonlarca insan gibi o gün gösteri yapmamız gerekmektedir. 17 Mart, ABD ile "hevesli" müttefiklerinin Irak, Afganistan, Filistin, Lübnan, Somali ve İran'a planladıkları yeni savaşlara ve işgallere karşı Dünya Sosyal Forumu (Nairobi 2007) olarak ilan edilmiştir.

(Bu yazı Politis ve Dialogue gazetelerinde yayınladı)

Phaedon Vasiliadis
Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs