Nefrettin ve bölünmüşlüğün duvarını yıkalım
Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs, içinde hem kuzeyde hem güneyde faaliyet gösteren örgütlerin yer aldığı çok toplumlu çok kültürlü bir yapıdır. 2004'den beri çalışmalarını ve eylemliliklerini sürdürmektedir. Bu özelliği ile en uzun süreli ve en etkin iki toplumlu yapı olduğunu da kanıtlamıştır.
Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs, tüm dünyada savaşları kışkırtan; Irak, Afganistan, Filistin ve Lübnan işgalleri ile bölge halklarına kan kusturan emperyalist ülkelere karşı gelmeyi sözünü söylemeyi bir borç bilen dünyanın diğer bölgelerindeki ilericiler gibi yurdumuzun ilericilerinin ve ilerici örgütlerinin oluşturduğu bağımsız bir yapılanmadır.
Dünyanın doğal kaynaklarının tamamını sömürmek için faaliyetlerine devam eden emperyalizm, bazen IMF paketlerini kullanıyor, bazen uyum programları ile hedef ülkeye giriyor, bazen de topla tüfekle hedef ülkeyi işgal ediyor. Sonuç her zaman aynı oluyor. Hedef ülkenin kaynakları büyük şirketlerin sömürüsüne açık hale getiriliyor ve hedef ülkenin içinde kontrol edilen bir sınıf yaratılarak işler içerden idare ediliyor.
Tüm dünyadaki ilerici örgütler gibi bu planlara karşı gelmeyi ve bağımsız bir şekilde sözünü söylemeyi amaç edinen Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs, ülkemizde de durumun tüm dünyadakinden farklı olmadığını görerek hareket etmektedir. Yurdumuzu geçmişte ikiye bölen bu güçler Kıbrıs'ın iki tarafında milliyetçiliği bir ayar düğmesi olarak besleyerek, ayrılığı pekiştirmek için kullanıyorlar. Ülkemizi tüm dünyaya egemen olmak isteyenler için problem yaratmayacak bir pazar haline getirmek istiyorlar.
Son günlerde bu güçlerin desteğini aldıkları konusunda hiç şüphe etmediğimiz faşist saldırılar da ülkemizin her iki bölgesinde ortaya çıkmaktadır. İngiliz Okulu'ndaki Türk öğrencilere saldırı da, Çirkef yazarı Barış Parlan'a yapılan saldırı da, TİT (Türk İntikam Tugayı) imzalı tehdit mektupları ve bildiriler de bunun göstergesidir. Ayrıca köprünün kaldırılması kaldırılmaması, Lokmacı Barikatı'ndan Uzun Yol'a kapı açılıp açılmaması üzerinden milliyetçiler ve faşistler sokaklara inmiştir. Faşistler eylemler yaparak bildiriler dağıtmaktadırlar. İki toplumun liderlikleri milliyetçileri destek olarak kullanıyorlar ve de iki toplumun birlikte yaşama isteklerini törpülemeye çalışıyorlar, bunlar kabul edilebilir tavırlar değildir. Toplumlarımızın ayrılıkçı sembollere ihtiyacı yoktur ve Lokmacı Barikatı'na inşaa edilen, üzerine politikalar yapılan köprü ayrılıkçı bir semboldür ve derhal sökülmelidir aynı zamanda oradaki duvar derhal yıkılmalıdır. Ülkemizin ve Lefkoşa'nın duvarlara ve köprülere ihtiyacı yoktur. Bu anlamda da toplumlarımızın ilericileri sokakları milliyetçilere ve şövenistlere bırakmamalıdırlar. Milliyetçiliğin günlük hayatımıza egemen olmasına izin vermemeliyiz ve bu gerici düşüncelere karşı mücadele etmeliyiz.
Kıbrıs'ta milliyetçiliğe ve ırkçılığa karşı mücadele ve Kıbrıs'ta barış talebi hem yerli işbirlikçileri hem de emperyalizmi rahatsız edecektir. Toplumlarımızı barışa götürecek yol da budur. Bu sebeple bu mücadele derinleştirilerek devam etmelidir.
Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs iki bölgedeki milliyetçiliği tetikleyen unsurların tamamının kaldırılmasını ve halklarımızı bölen değil biraraya getiren ve getirecek olan faaliyetlerin yürütülmesini talep eder. Bu anlamda diğer taleplerimiz ise:
Ledra Palace geçişinde karşımıza çıkan Kıbrıslı Türklere ayrı Kıbrıslı Elenlere ayrı geçiş güzergahları ayrılıkçılığı resmi düzeyde pekiştirici niteliktedir ve derhal ortadan kaldırılmalıdır.
Ledra Palace ve diğer geçiş noktalarındaki tüm resim, bayrak, slogan duvar yazılaması ve askeri semboller derhal temizlenmelidir.
Beşparmak Dağları'ndaki geceleri de ışıklandırılan bayrak derhal kaldırılmalıdır.
Tüm Lefkoşa'nın silahsızlandırılmasının ilk adımı olarak surlariçi Lefkoşa silahsızlandırılmalıdır.
ve bunlar her iki bölgedeki liderliklerin gerçekten kalıcı çözüm ve barış istiyorlarsa atmaları gereken acil adımlardır.
Savaşa Hayır Koalisyonu-Kıbrıs
11/1/2007